Yeni bir Balangıç

1968 yılıda Babamın işlerinin bozulması ile almış olduğu bir kararla Üsküdardaki Dedemden kalan eve taşındık. Sebebini o zamanlar anlamamıştım bu gün ise anlıyabiliyorum. Hoş bu taşınmada Ağebeylerim kadar benimde payım olduğu kesin. Zaten Yorgo çiropulosun Kızı Niki ile dillere düşmüştük Niki’yle kaçmaya kararverdigimizde onu yunanistana beni de Üsküdara kaçırmayı uygun gördü ailelerimiz herhalde diye avunuyordum çocukluk olsa gerek,tutunacak bir dal her zaman bulursun kendine. Üsküdara taşınmış olmak ada dan kopmak değidi Her fırsatta Büyükadaya gitmek arkadaşlarla beraber olmak isteğine karşı koyamaz olmuştum. Üsküdara taşındıktan sonra doğal olarak Okulumu da değişmişti kaydımı Haydarpaşa Lisesine aldırmışlardı bir türlü alışamadığım bu yeni okul ve Yeni çevre Okulu bitirmeden bırakmama neden olmuştu.Kapı komşumuz Ligori’yi de o zaman tanıdım. Belkide Büyükadada bıraktıklarımı onda; Mama dediğim annesinde bulmuştum. Yeni bir ailem vardı sanki Mama’nın yaptığı is’te balık bile bu yeni çevreye intibak etmemi kolaylaştırıyordu. Pencereden Erhume dediğinde Erhumaste mama deyip koşardık eve. Evimizin alt katı bana ayrılmıştı bir oda bir salon banyo tuvalet mutfağımız bile vardı.Ligori Gitarını alır sözler yazar besteler yapardı. Bantlı teybe kayıt yapar dinlerdik. Arada bir canımız sıkkınsa kaçardık Büyükadaya. Günün birinde Babam okuluda bıraktın çalış dediğinde şaşkındım. Reşat bey amıca diye tanıdığımız aynı sokağımızda oturan bir ahbabımızın Sirkeci irfaniye çarşısındaki Orlon tezgahında işe başladım başlamasına da haftalıkla çalışmak bir türlü işime gelmiyordu bir gün Tezgahın hemen yanında ki bir metrelik yerde Çay bardağı satabilirmiyim diye sordum? Reşat bey amıcaya öğleden sonraları olur dedi. Sabahları Reşat bey amıcanın tezgahıda öğleden sonraları kendi küçük tezgahımda çay bardağı satıyordum bu günkü aklımla o küçük tezgahı bügün bile bırakmazdım. Valla günde yüz liraya para demiyordum yani babam bir ayda 590 lira maaş alırken ben bu parayı bir haftada kazanabiliyordum. Rakı balık,Lakerda, evde hiç eksik olmuyordu. Daha sonraları Reşat bey amıca baktıkki Bardak işi Orlondan daha çok kazandırıyor kazancıma ortak oldu. Bu arada büyük adadan Tanıdığım bir çok toptancı arkadaşım vardı reşat bey amıcanın yanından ayrıldım Üsküdar belediye çarşısının önünde Çorap mendil Kilot vs. satmaya başladım işlerim gayet güzeldi çok ta para kazanıyordum. Babamsa bu işlerin devamı olmıyacağını en azından bir meslek öğrenmem konusunda israr ediyordu bu dönemde Adapazarına Akrabalarımı ziyarete gittiğim bir günde Düğüne gittik Arkadaşım Sabri bu salonda şarkı söylüyordu ve ne olduysa o akşamdan sonra oldu Sabri ve o hadi sende gel dediler ben ne yapacağım dostlar? şarkı söylersin dediler gençlik gittik valla şarkıda söyledik bu arada sabri nin Besteleri var benimde bir çok tanıdığım mesela (kel) Nino Büyük adadan  Ağabeyi’imin arkadaşı. O zamanlar Odeonun Genel müdürü.Çok iyi bir aile dostumuzun kıyı Şaziye Abla oda Odeon da müdür.Eskişehir dönüşü İstanbula geldik. Can arkadaşım Ligori de Gitar çalardı ve Nota bilgisi vardı. Kapandık eve besteleri notaya döküyorlar bende organize ediyorum Nino ile randevular tamam Nişan taşı kayıt sütüdyosu hazır Çıkacak Pilağın kapak resimleri çekildi sütüdyoda kayıt yapılıyor her şey mükemmel yürüyor. Pazarcılığı unuttuk bu seferde tesadüflerin getirdiği başka bir dalda oynuyordum Rahmetli Küçük amıcam İyi bir müzüsüyendi ve devamlı Studyolarda işi olurdu. Tesadüf ya bir gün  beni sütüdyoda gördü Ne yaptığımı sordu bende anlattım güldü kafasını salladı ve gitti o karşılaşmadan sonra stüdyoda hiç bir sorun yaşamadık desem yeridir. Daha sonraları  rahmetli Babama Abi bu adam ya çok büyük biri olacak yada hiç bir bok olmıyacak demiş bu gün bile güler dururum.Neyse İlk kırbeşlik plak Plak çıktı Ligori’nin derlediği,Sabri’nin okuduğu iki beste  iyide sattı. O günün şartlarında iyide para kazandık ama Babam daha hala meslek te meslek diyordu başka bir şey demiyordu hoş zorlamıyordu da O zamanlar bu tür işler meslekten sayılır. Sabrinin orkestrası Eskişehir Belediye Lokalinden İş teklifi almış bir aylığına çalışmaya gidecekler bensiz olurmu? Gittik çalıştık döndük. Sonunda Babamın dediği oldu ve ben meslek öğrenmek üzere Ankaradan bir ahbabımızın yanında Gümrük  komisyonculuğunu öğrenmek için işe başladım. Taşkın Özgünerginide bu vesile ile tanıdım.Kendisi karneli muayet memuru idi ve bu mesleği öğrenmem için büyük yardımları oldu.Ne tuhaftır’ki altı ay sonra buradada iyi para kazanmaya başlamıştım O dönemde Araba permisi çok önemliydi Almanyadan gelen işçilerin araba permilerinin karaköydeki fiyatı iki bin liradan başlıyordu Sirkeci Tren istasyonunda beşyüz altıyüz liraya alabiliyorduk karaköyde satmak sorun değildi zaten altı ayda iyi de bir çevre edinmiştim Taşkın Nihat Başartanın yanından ayrılarak Sirkecide kendi bürosunu açtı bende peşinden onu barkırmıyım artık Kısa bir süre sonrada doğu iş hanında Elektirikli aletler Televizyon vs.gibi bir satış mağzası bile açmıştık.O dönemde avrupa mallarını bulmak pek kolay değildi.Sipariş üzerine çalışılırdı.Sağ olsun Kayserili Mustafa sayesinde işlerimiz epey bir süre tahminimizden de iyi gitti. Bu arada 1970 Yılında Hülya adında bir kızla tanıştım bir süre sonrada istettim sözlendik Nişanlandım iki yıl nişanlı kaldım. Askerliğimin bitiminde evlilik hayalleri kurarken de ayrıldık. Nasip değilmiş dedik. İşimize bıraktığımız yerden devam ettik. Askerden dönüşümde işim hazırdı Taşkın ile berebar devam ettim ta ki Almanya ya gelene kadar İyi mi yaptım kötümü bilmiyorum bildiğim tek şey Rahmetli Hüsnü amıcamın dediği gibi işlerimi bayağı büyütmüş Almanya Türkiye ve Kıbrıs olmak üzere yılda yirmisekiz milyon DM ciroya ulaşan bir kaç şirketin sahibi olmuştum sonunda.

Büyükadadan Üsküdara gelişim ve yeni başlangıç adını verdiğim bu yazım Yeni hayatımda bana en büyük desteği veren can dostlarım Ligory,Sabri ve Taşkın’ı hiç untmadım. Taşkın’ı görüyorum Ligori ve Sabri’yi daha bulamadım. Bilen tanıyan kim varsa bu dostlarımı bulmamda yardımcı olsun.

M.Tevfik Özkartal