Karar Vermek!

dukkan1981 yılına geldiğimizde benim için her şey monotonlaşmıştı yapmak istediklerimi başarmış yapacak her hangi bir şey kalmamıştı. İş, ev, Eğlence, kültürel faaliyetler, tatil, vs. hayat fazla monoton olmuştu. Her Her şey o kadar rahattı ´ki yapmak istediğim her şeyi başarmıştım. Yapacak pek bir şey kalmamıştı. Enerjimi bu şekilde tüketmenin yanlış olacağı fikri beynimi kemiriyordu. Sabahları işe gitmek gibi bir mecburiyetim dahi yoktu. Belki bir çokları için bu durum tatmin edici olabilirdi benim için sıkıcıydı. Daha fazla şeyler yapmalıydım burada yapılabilecek her şey kafamın içini kemiriyordu.

Peşinden koşacağım yeni bir şeyler bulmalıydım. Var olan Enerjimi daha başka şekilde kullanmalıydım. Bu düşünceler  arasında eşimin ikinci bir çocuk haberini vermesi belkide o günlerdeki mutluluk veren tek andı dersem yalan söylememiş olurum. Oktar Murat a Kardeş gelmesinin zamanı gelmiş ve geçiyordu hoş. Bebek bakmasında öğrenmiştik artık. Hayatımız tekrar değişecekti ve öylede oldu.

1982 yılının Eylül ayında işten ayrılmaya karar verdim. Eşim bu işe pek sıcak bakmasa da karar vermiştim Grundig Evlerinden isteyerek çıktığımda iyi bir tazminat alacaktım İşten ayrılınca da tazminatım vardı.

Bu bayağı yüklü bir rakamdı. Yapmış Olduğum anlaşma gereği On yılımı doldurup ayrılacaktım. 1982 Eylül ayında da ayrıldım. Eşim aynı iş yerinde çalışmaya devam etti. İkinci çocuğumuz yoldaydı bense yeni bir yola çıkmıştım. Ilk olarak Hediyelik Eşya satan bir mağaza açarak işe başladım. Almanya’da Türkiye usulü Pazarlar (Jahr Markt) adı altında vardı fakat çok pazarfarklıydı. Bu farklılığı fark etmem Bölgemizdeki pazarların görünümünü satış politikasını değiştirmeme yetti de artı bile 1982 1984 Yılları arasında 256  irili ufaklı şehirde senenin belirli tarihlerinde Pazar yeri sahibi oluvermiş.Türkiyeden İthalat yapmaya başlamıştım ve ithal ettiğim her şey pazarlarda satışa sunuluyordu. Tek başıma çok zordu Fabrikadan  minibüs sahibi Arkadaşlar bulmam pek zor olmadı.  Pazarlarlar da satış yaparak ek kazanç temin etmek isteyen bir çok arkadaşı pazarcılığa  yönlendirerek bayağı büyük ve iyi bir ekibimde oluşmuştu.

Oyma ağaç Eşyaları, İş Elbiseleri , İş ayakkabıları, Havlu, Buldan bezi elbiseler, bayan iç çamaşırları, Kışlık bozanlar ve hep gülerim Melek resimleri, Isa resimleri dini resimler  en çok aranan mamullerimiz arasındaydı. Bu resimleri evde oturan annelere ek kazanç sağlamaları adına resim başına 50 Fenik ödeyerek yaptırıyordum yapılan iş resim ebatlarında kesilmiş sunta resim bir tarafına  askılık diğer tarafına yapıştırılıyordu kenar boyaması içinse 50 Fenik daha ödüyordum evler resim üretim fabrikası gibi olmuştu. Haftada iki-üç bin reisime ihtiyaç vardı. Almanlar bu resimleri 5 Mark gibi bir ücret karşılığında kapış kapış alıyorlardı. İş elbiselerini IGM yani metal iş sendikası aracılığı ile satışa sunuyordum Tüm çalışanlar 10 DM karşılığında iş elbisesi alabiliyorlardı. Tabi bu rakamın 5 DM  her fabrikadaki işçi temsilciliklerine kalıyordu.

buro

1984 Yılında Alman hükümetinin çıkartacağı geri dönüş yasasını bekleyen vatandaşlarımın  Türkiye’ye geri dönüş yaptıklarında  Ev eşyalarını Gümrüksüz olarak Türkiye’ye sokma hakkınızda almış oluyordu. Bu eşyaların Türkiye’ye nakil ücretlerimde devlet tarafından karşılanacaktı. Çok acil bir nakliyat şirketi kurmam  gerektiği fikri her geçen gün beynimde dans ediyordu sanki . O dönemlerde Türk vatandaşı olarak tek başınıza Ticaret yapma iznimiz yoktu her seferinde bir alman ortak bulurduk. İlk seferinde Her bert Schröder ile çıktığım yolculuk  bu defada iyi bir arkadaşlık kurduğum başka bir arkadaşla oluşacaktı. Leonard Schilein, nakliyat şirketinin sahibi bu fikirlerimi kendisi ile paylaştığımda çok ilginç bulmuş yeni bir şirket kurarak bu işe beraber girebileceğimizi elinde yeterli kırmızı izin belgesi ve ilave A 19 la başarabileceğimizi söylediğinde bir kez daha başarmanın hazzını yaşıyordum.  Noris Frachten Vermitlung Ltd adında yeni bir şirket kurarak Nakliyat şirketi nede adım atmış oldum. 1984-1985 ve 1

buro-_01

986 yılları arasında şirket üzerinden yürüyen 16 araç oluşmuştu bunların 4 ü şirketimize ait diğerleri ise firmamızın izin belgelerini kullanarak  kendi araçları ile çalışanlara aitti. Her kalkışta TIR karnesi ve CMR için şirketimize 1,000,00 DM ödemek durumundaydılar şirketimiz üzerinden aldıkları yükler için ise % 10 Komisyon ücretine tabiydiler. İlk ticari banka hesabını 1984 yılında bu şirket adına açmıştık. Beş yıl birlikte çalıştığım Leonart tan çok şey öğrenmiştim Ticaret yasaları Türkiye ile benzerlik gösterse de Devlete vergi ödemek yerine yeni yatırım yapma sistemi Almanya’nın neden yurt dışından işçi getirmek zorunda kaldığının  cevabıydı. Yatırım demek istihdam demekti istihdam demekse vergi. Çoğu zaman Türkiye’deki yıllarımda çok para kazanmama rağmen Vergi zamanı ne kadar zorlandığımı düşünür bizi yönetenlerin cehaletine bilgisizliklerine gülerdim. Hangi akıllı bir yatırımcı Parasını Türkiye’de yatırıma dönüştürüp değerlendirmek isteki? Yıllar içerisinde Almanya’daki vergi yasalarının büyüme ve yatırıma endekslendiğini anladığımda on yıl geçmişti bütün şirketlerimde zaman içerisinde 160 personel çalışmaktaydı. Vergi daireleri ise ya vergini öde yada ödeyeceğin vergi miktarında yatırım yap deyip duruyordu. Yani büyümek istememe gibi bir şansınız yoktu.1993 yılı 28 Milyona ulaşan cirom yeni yatırımlara gebeydi.

Mehmet Tevfik Özkartal

16.Mart 2001

Nürnberg

Google AdSense kodunuzu buraya girin.

Yorumlar


Yorumunuzun yanında istediğiniz resmin görünmesini istiyorsanız gravatar edinin!