Yaşamın kıyısında sevgiyi paylaşmak

Yazan: 07 Kasım 2009  
Kategori: Anılar

Günün birinde sevgiyi paylaşmak adına bir şeyler karalayacağım hiç gelmedi aklıma. 1950´ li 1960 lı yıllarda yaşadığım Büyükadayı düşününce bu günün resmini görmem pek zor olmadı.

Sokak kapılarımızın kilitlenmediği, sofralarımızın tüm dostlara açık olduğu yılları düşünerek günümüzle kıyasladıkça geçen yıllar içerisinde nekadar fakirleştiğimizi görüyordum. İnsani değerlerin öldüğü! Ağlamanın, gülmenin, hüzünlenmenin , sevmenin, makinalaştığı hür düşünme melekemizi elimizden alan şu garip Dünyadan ne bekliyebilirki artık insan oğlu.

Tabiki yaşam karşılıklı bir dokunuşta, bir bakışta, hissetmekte gizli. Bu günün yapay değerlerinde değil. Her şeyi maddiyatta, lükste, aramak, ve hatta bencilliğin had safhaya ulaştığı günümüzden başka ne beklenebilirki.

Hayatım yaşadığımız şu garip dünyada karmaşanın esiri olmuş, o kadar ucuz değerlere ortak olmuş’ ki , her gün biraz daha yok oluyor sanki. Biraz daha karmaşa içinde yaşamın farkına varmadan kaybolup gidiyorum. O kadar çok acele yaşıyorum ki hayatı. Bir tabloya bakarken, bir kitabı okurken bile neyi anlattığı, üzerinde durup düşünmeye fırsat bulamıyorum. Yaşadığımız yüzyılda insanlar’ da artık sadece yaşamlarını daha zengin bir ortamda sürdürme kaygısı taşıyorlar. Asıl değerlerin yerini (saygı, sevgi, dostluk, güven, paylaşım gibi) insani değerler değilde  maddi değerler almış. Devamını oku