Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer

Yazan: 02 Nisan 2024  
Kategori: Video Yazılarım

Bu gün geriye baktığımda bu yazımı okurken gülümsemesini kahkaha atışlarını görür gibiyim. Eskiden’de çok yakışırdı gülmek ona. Gülmekten asla vazgeçmemesi gerektiğini defalarca söylediğimi hatırlıyorum. O güldüğü zaman etrafa yaydığı mucizevi ışık ısıtırdı sanki içimi. Kalbimdeki, acılar kafamadaki sorular bir bir yok olurlardı sanki. Kaderimizdi bizim; hiç ummadığımız bir anda bizi uzun yıllar önce biraraya getiren. Beklenmeyen bir girdabın fırtınalı bir aşk denizinin içine sürükleyen, öyle bir bir aşktı. Bu aşk hem bu kadar gerçek, bir okadar  doluydu. Öyle bir aşktı bizimkisi hem bu kadar yakın hem bu kadar mesafeli yaşanabilirdi. O unutulmayan yıllar da yaşadığımız bu ölümsüz aşk, heyecan, mutluluk, bilinmezlik, karmaşa ve sessizlik. Çünkü bu bizim imkansızlıkları giyinmiş aşkımızdı kahkaha, gözyaşıydı ve aksesuarları bir vardı bir yoktu. Tesadüflerin kurbanı da olsa fırtınasına kapıldıkları aşk denizini geçmeleri çok zor görünüyordu. Çok uzun günler, haftalar, korkutucu bilinmezliğin içinde savruldu bu aşk. Kalplerde iz bırakacak kadar masum, hiç bir zaman unutulmayacak , belkide iki delinin yazılmamış hikayesi olacaktı. O benim nefesimdi; ben nefes aldıkça ruhum ona, unun nefesinde bana doğru esen rüzgarlarda bulaşacaktı. Sarhoş düşlerim, sınanmış dualarım, gerçekliklerim, hayallerim, umduklarım ve umupta bir türlü bulamadıklarımdı  benim bu aşkta. Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir hayatım, çok yaşadığım hayal kırıklıkları ve kararsızlıklarım, çok sövdüğüm Kalbim var, mantığım var hatta bazen bu ikisini koordine edemeyen iki farklı ruhum var benim.  Bazen durasım, bazen oturasım, bazen kalkasım, bazen konuşasım, bazen susasım var ve hatta bazen yazasım bazen bozasım var. Benim sessiz çığlıklarım, hüzünlü kahkahalarım, sudan çıkmış balık misali sınanmışlığım hatta yaşamışlığım var. Susuzluğum, sessizliğim, bazen şen şakrak neşeli kalabalıklarım, bazen unutulmaz anılarım, saklı mucizelerim, savrulduğum fırtınalarım var. Hayatımın içinden hayat, beğenesim sonra da onları kalemimle kağıda döküşüm var. Sayfalarca, metrelerce  yazdığım mektuplarım var benim. anlarım, tecrübeyle sabit hatalarım var. Benim duymuşluğum, görmüşlüğüm, şaşırmışlığım,Okuyun bakın size anlatacaklarım var! Her şeyin çok uzun bir zaman içindeki küçücük bir an!a bir saniyeye bağlı olması komik değil mi? Her şeyi değiştirebilen kısacık bir an. Vermezlerse kaçarım diyen sözleri var. Bir ömür içindeki küçücük bir kırılma noktası. Bir anlık bir bakış, anlık bir dokunuş, bir anlık karşılaşma, ani bir tesadüf ya da bir an‘lık dikkatsizlik. Çaresizlik diz boyu! Hayatımda her şeyin an‘larla yönetildiğini fark ettiğim günden beri böyleyim ben.

Şimşek gibi çakan kırılma noktalarının hayatlara yön verip, geri kalan her şeyi şekillendirdiğini kabullendiğim günden beri, sadece o anı yaşamaya çalışıyorum. Anlık olaylardan keyif alıp, anlık üzüntüler duyuyorum. Çünkü çok uzun sandığımız hayat bir an bir nefes kadar kısa aslında ben o anlara takılıp geçen zamanı onun hissettirdikleriyle yaşıyorum, hepsi bu! Ve ben; beni vuran, beni uçurumun kenarından aşağı bırakan, beni donduran o son anı yaşadığımdan beri, devamını düşünmeyi bıraktım düşünmüyorum. Ne gerek vardıki? şu anı yaşamak dururken o anı her şeyi uzatıp kafa yormaya, bekleyip umut beslemeye, üzülüp kırılmaya, kızarıp bozarmaya, kırgınlıkları düşünerek vakit harcamaya ne gerek vardı? Susarak sessizliğimi dinlediğim o uzun geceden sonra, kendi sessizliğim gecelerin girdabında savrulurken ve tam‘da olmam gereken yerdeydi. Buydu aslında. Hayata tutunabilmek, içimdeki karmaşayı dindirebilmek ve kaldığım yerden devam edebilmek için kendime anılar yaratmaktan vazgeçtim. Şuursuzluğu seçtiğimi sanmayın sakın, zaten ben hep böyleydim. Değildim, hayır! Hiç olmadığım kadar umursamaz, bir o kadar havai, çingen misali uçuk, hatta zaman zaman bencil ve egoist değildim ben. Hayata daha yeni başlarken ve her şey çok daha basitken, dünya günlük güneşlik ve herkes yanı başımdayken arkam sıvazlanırken ben, bu ben değildim. Aksine; henüz askerden yeni dönmüş yolun başlarındayken daha ağırbaşlı biriydim. Daha makul düşünür, daha emin adımlar atmaya çalışırdım. Daha planlı yaşar,  kuralları çiğnemeyen yapıdaydım. Doğrusu büyüdükçe olgunlaşmadım, olgunlaştıkça büyüdüm ve hayatın çok da önemsenecek bir yanı olmadığını fark ettim.

Şaşırtıcı, değil mi ?

Değil aslında. Çünkü kısacık hayatımız böyle bir şey işte. Kafya takmaya  değmeyecek kadar sıradan. Ağırlığını fark edip önemsediğin an ise yükü üzerine düşecek kadar da kudretli. Durup düşünüyorum ve kısacık, saniyelik Hayatların bizi yönettiğine şahit olduğum o geceye gidiyorum. Beni şimdiki ben yapan o ilk geceyi. Düşünüyorum, gülümsüyorum, sersemleşiyorum, panik yaşıyorum, korkuyorum, sakinleşiyorum, tekrar gülümsüyorum ve olduğum ana geri dönüyorum. Ve ben galiba hayata; bir tek o anlık bakışı düşünürken takıyorum. Gerisi hikâye. Dedim ya, o bakış ve gerisi; gerçekten koca bir hikâye! Çünkü haşmetli hayat, sürprizlerle dolu yüzünü ilk kez yılların ardından o gün çıkardı karşıma. O günün seherinde bir anda kaybettiğim gibi buldum onu. Kaybettiğimde gençtim, toydum ve kanım deli akıyordu. Sabır denilen şeyin ne olduğunu tam olarak öğrenmediğim yaşlarımdı. İşte bu sessiz çığlıkla birlikte, içimden ani bir öfke dalgasının yükseldiğini hissettim. Anlık bir refleksle yerimden kalktım, yanımdaki sandalyeden hızla çantamı çekip aldım ve omzuma astım. Üzerimi şöyle bir düzelttim ve gözü dönmüş hareketlerle hem de öyle uzun uzun düşünmeden ve ne yapacağımı bile bilmeden. Fişi çektim ve hızla kapattım. Madem beni bu kadar ay sonra adam yerine koymuyorlardı ve kimsenin beni böyle yermeye hakkı yoktu. Artık birinden acısını çıkartmalı ve hesap sormalıydım. Peki ya o duyguya kapılmasaydım, gülebilseydim ve dün öyle hissetmeseydim ne olurdu?

Kapının önüne geldiğimde durup, şöyle bir soluklandım, aldığım derin nefesle biraz olsun sakinleşmeye çalıştım ve ikinci kez düşünmeme fırsat vermeden kapıyı hızla açtım. Bir süre durdum ve etrafı inceledim, söylemek istediğim şeyler beynimden bir bir akıp geçerken cesaretimin kırılmaması için içimdeki öfkeyi beslemeye devam ettim ve sonunda vaz geçtim. Bir süre öylece durdum ve bir şeyler yapmasını bekledim. Yapmadı! Ben daha sakin geri döndüm  Hiç kimse beni aklımdan dahi geçirmediğim konular hakkında töhemet altında bırakamazdı. Yılların ardından öğrenmesi gereken ve hatta aptalca gördüğüm ruh halim böyleydi. Çok kırılmıştım yazma fikri aklıma geldiğinde; Aklımdan ilk geçen şey tam da buydu işte. ‘’ Güven, sevgi ve saygı kaybetmemiz gereken duygularımdı. Leyla ile Mecnun Kerem ile Aslı birleşebilselerdi aşklarıda bu kadar büyük olmazdı diye düşündüm. Aşk ve ayrılık birbirini besleyen iki duygu biri olmazsa diğeri var olamaz. Aşk ayrılığı başlattı ayrılık aşksız yapamadı. doğan çocuklarımzın adı Sevgi olmalıydı ama kızımız olmadı.

Biz ise hiç bir şey yapmadık. En azından doğan çocuklarımızla yaşamayı becerebilmeliydik. Umuda doğru koşabilmeliydik kırmadan dökmeden.  Şimdilerde bakınca gerilere başarabildik sanırım. Aslında Benide büyütmüştü.  Her istediğine sahip olan Memoşa bile  tahammül edebilmiş yıllarca  vazgeçmemişti  sevdasından. İki deli yürek aklımıza estiği gibi yaşarken  o hep yarınların hesabını yapandı.  Benden daha fazla sorumluluk alır aile birliğini  öncelerdi. Rahmetli Annemin  en svdiği gelini olmuştu. Benim aksime  ailemi toparlayan bir arada tutandı.  Çöp çatan çattı iyiki de çattı.  Hakkını ödeyebiliremiyim bilmiyorum. Kalbini kırdığım zamanları affettirebilirmiyim onuda bilmiyorum Bildiğim tek şey Haticesiz bir hayata tahammül edebilirmiyim sanmıyorum. Bu sebeptendir ki Tanrımdan istediğim tek şey  onsuz kalmamak adına ondan önce Hakka kavuşmak. 

Biliyorum saçmalıyorum yine hemde bu doğum gününden önce.  Gayem seni üzmek değil. Seni nasıl  sevdiğimi  anlatabilmek ti. Bu gün doğum günün Hatcam tüm dileklerinin gerçek, geleceğini oluşturacak her yeni bir  yılın sonunda  sağlık lı kalarak  her yeni gün’ün bir öncekinden daha güzel ve isteklerine uygun, seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim Gök Tingriden. Bu vesile ile yeni yaşını ve doğum gününü kutlarım. Sağlık ve mutlulukla kal . sevgili eşim.

 

MehmetTevfik Özkartal

   01 Nisan 2024

         Şarköy.

 

 

 

23 Haziran denince Tardu ve Jennifer gelir aklıma

Yazan: 24 Haziran 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Vicdan ve nezaket ilişkilerin sihirli kavramıdır derdi rahmetli Babam Eh Tardu’da  böyle bir eş oldu. 11 Yılın sonunda  anladığım Tardu’nun Dedesinini daha çok dinlemiş olduğunun ispatı gibiydi. Evlilikler bu doğrultu‘da her iki tarafın anlayış içerisinde  davranmaları ve buna rağmen karşı taraf değişmiyorsa  Senin bu hareketini doğru bulmuyorum, desteklemiyorum ama çocukların ve evin geleceği için şu an bunu bir tarafa bırakıyorum demek yanlıştır. Bunu unutmadım deyip tartışmanın bitirilmesi, karşı tarafta suçluluk duygusu bırakır.

Böyle durumlarda onaylamadığını açıkça söyleyip ama evde olay çıkmasın, huzursuzluk olmasın diye bunu bir kenara yazdım diyebilirse sorunlar halledilebilir. İlişkilerde iki tane sihirli kavram vardır. Biri şefkat biri nezakettir. Şefkat sevgiden daha büyüktür. İçinde empati de vardır. Nezaket de saygıdan daha büyüktür, içinde merhamet vardır. Merhametli ‘‘Vicdan‘‘ Evliliğin ilk gününden itibaren aile içinde şefkat ve nezaketi, iletişim biçimi haline getirmek demektir.  ki Tardu ve Jeniffer de bu saydıklarımın hepsi Fazlasıyla mevcut. Tabi Rahmetli Babamdan en önemli öğreti; Bir erkek olarak Eşine hiç hayır, olmaz, dememelisin. İstediği şeyleri yapmayacaksan bile tamam canım hallederiz merak etme gibi laflar ile avutmalısın eşini aksi davranışlar Nezaket ve şefkat lı olmanın dışına çıkmamalıdır. İnşallah nice  50 li yıllara hep böyle mutlu olun .

Annen ve Baban

ALARAMIZ İLK GÖZ AĞRIMIZ

Yazan: 23 Haziran 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Biz böyle özel bir günü nasıl  unutabiliriz Dedem, Babaannem yaşlandılar diyerek gönül koymayacaksın, bir yıldız büyük ve parlak doğar. Işık saçmaya devam eder. Biz seni biliyoruz, hatta bulutlar ile birlikte farklısın… İlk göz ağrımız binIerce insan arasından gönüI gözüyIe görüp ayrı bir kimIik verdiğimizsin. Her sözü büyü oIan, dokunduğu her şeyi renklerle tanıştıran muhteşem Yüreği temiz, vicdanı ile birleşmiş canımız. Eh biraz da seviliyoruz seni anlıyoruz.

Bir hüzün sakIıdır ve bin umut vardır her yeni gün doğumunda! Hüzünsüz uyuyup bin umutIa uyanman diIeğimizIe, bu yeniden doğuş olsa da Yeni yaşın ve doğum günün kutlu olsun sağlık, mutluluk, sevgi ile nice mutlu yıllara derken, sana olan inancımızı yitrimedik. Sana İnanıyoruz. Bin umutla bir anönce dönmeni bekliyoruz.

Deden ve Babaannen

MEHMET KAAN DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN

Yazan: 08 Haziran 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Tek Erkek Torunum; böyle özel bir günü nasıl unutabiliriz. Dedem, Babaannem yaşlandılar diyerek gönül koymayacaksın. Bir yıldız büyük ve parlak doğar. Işık saçmaya devam eder. Biz seni biliyoruz, Ne kadar değerli olduğunu tekrar tekrar anlatmamız gerek yok sanırım….

Mehmet Kaan’ımız binIerce insan arasından gönüI gözüyIe görüp ayrı bir kimIik verdiğimiz değilsin. Her sözü büyü oIan, dokunduğu her şeyi renklerle tanıştıran muhteşemYüreği temiz, Biricik torunumuzsun. Eh biraz da tembeldin şimdilerde değiştin. Daha bir güzel görünüyorsun artık gözümüze. Hüzünsüz uyuyup bin umutIa uyanman diIeğimizIe, bu yeniden doğuş olsa da Yeni yaşın ve doğum günün kutlu olsun sağlık, mutluluk, sevgi ile nice mutlu yıllara derken, sana olan inancımızı yitritmedik. Sana İnanıyoruz. Mehmet Kaan böyle devam.
Deden ve Babaannen

ANNEME SON MEKTUBUM

Yazan: 13 Mayıs 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Bugün anneler günü, günlerin en güzeli. 14.Mayıs 2023 Ülkemde Cumhur Başkanlığı seçimleri var Eee yani 14 Mayıs Anneler gününe denk getirmişler günlerin en güzelini. 13 Mayıs 2023 Cumartesi Bu durumda ne olur ne olmaz diyerek bir gün önceden kutlamak istedim anacığımın Anneler gününü. Geçmiş zaman olsa Bir demet çiçek, Bir pasta, belki sahip olmak istediğin bir hediye. Ne kadar basit geliyor bu günlerde gözüme. Sana gönderecek hiç bir şeyim de kalmadı. Ben kendimi hiç affetmeyeceğim ki. Nasıl oldu da sevgili oğlunun aklına uydum götürdüm seni Empati denen zulüm yuvasına. Seni orada bir başına bırakıp giderken anlayamadım o son gözlerime bakışını. Sen ki dünyaları sığdırdın yüreğine biz seni sığdıramadık hiç bir yere. Senden özür dilemeye bile yüzüm yok.

Oktarın Düğününden sonra göndermemeliydim seni geriye. Sarıp sarmalamalıydım seni diyeceğim ama nerde. Daha ikinci hafta da başladın evimi özledim muhabbetine. Zaten seni evinden ayırmak ne mümkün. Evinden ayırmak demek Ziya beyden ayrılmak gibi bir şeydi senin için anlıyorum. Ama be anam sana da bakıcı dayandıramadık ki. Mezarınız’da bile pencere açtırmak istemenden belliydi zaten. Şimdi çok uzaklardasınız. Belkide yanıbaşımızda bilemiyorum. Bildiğim tek şey Babam gibi onun gibi yüce gönüllü olabilmekti. Hem doğduğum günden hem de Ameliyatımla tekrar hayata dönüşümün sebebi olduğunuz için her gün her zaman Rabbime şükrediyorum.

Bu mektubumu bitirdikten sonra Ablamı arayacağım Anneler gününü kutlamak için. derdim ama onu da yolculadık yanınıza  ben ne ediyim şimdi Allahtan bir yedek Anam var diye avunurken onu’da aldınız yanınıza. Bu arada baldızıda gönderdik uçmağa e göz kulak olun bir az.   Çekirdek ailem vallahi kıskanıyorum ha. En azından kendimi avutuyorum. Tekrar beraber olabileceğimiz umudumu yitirmeden Bizleri unutmayın. Arada sırada da olsa aklınıza gelelim aynen izlerin yaptığı gibi. Anneler gününde belki duyarsın hissedersin diyerek yazdım bu satırları. Elimi kalbime götürdüğimde yanımda olduğunu hissediyorum. Lütfen; arada sırada da olsa Rüyalarımda ol be Anam. Hem Babam, sen, hatta yanınıza   gelmiş kim varsa cümle akrabam eşim  dostum, yapamadıklarım yüzünden her birinden özür diliyor affınıza sığınıyorum.         

                                                     

Mehmet Tevfik Özkartal ( Memoş)

            13.05.2023 Nürnberg

                                  

YEĞENİM AYHAN-DENİZ İN DOĞUM GÜNÜ BU GÜN

Yazan: 26 Nisan 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Hayatın en güzeI anı herşeyden vazgeçtiğiniz zaman, Bizi hayata bağIıyan biri oIduğunu düşündüğünüz andır.

Resmin üzerine tıklayınız lütfen

O ki binIerce insan arasından gönüI gözüyIe görüp ayrı bir kimIik verdiğimizdir.

 Her sözü büyü oIan, dokunduğu herşeyi kutsaIIaştıran muhteşem insandır.

Bir hüzün sakIıdır ve bin umut vardır her yeni gün doğumunda!

Hüzünsüz uyuyup bin umutIa uyanman diIeğimIe, bu yeniden doğuş olsada.

Aslan yeğenim.

MİRAY ÖZKARTAL BU GÜN DOĞDU

Yazan: 19 Mart 2023  
Kategori: Video Yazılarım

Aşkım dedem böyle özel bir günü nasıl unutabilirim ki, bir yıldız büyük ve güzel doğar. Parlamaya devam eder ve ben seni biliyorum, hatta bulutlar ile birlikte farklısınşu an dinlediğin Söylediğimve yazdığım Türkçe sözler tamamiyle Gönülden geliyor. Tercümesi zor  Dilerim yeni yaşında mutlulukların en iyisini en güzelini yaşar, hayatın boyunca ailen, arkadaşların, sevdiklerin ile sağlıklı bir hayatın olur. İnşallah yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Birlikte nice mutlu yıllara. Yeni yaşın ve doğum günün kutlu olsun.

Umarım Aşkım Dedem günün birinde Baban Türk dilini de öğretir ve ben yaşarken seninle sohpet etme keyfini yaşarım.

 

 

Tardu Buğün Doğdu Hoş geldi

Yazan: 11 Kasım 2022  
Kategori: Video Yazılarım

Come poter scordare un giorno così speciale, è nata una stella grande e bella. Continua a brillare, e anche con le nuvole saprai farti notare… Tantı auguri buon compleanno. a te

Bugün bir çok kişiden doğum günü sözleri  ve mesajları alacaksın,  şu an okuduğun en farklısı. Çünkü tamamiyle sevgi, Gönülden gelen sözlerle  yazılmış bir mesaj. Dilerim yeni yaşında mutlulukların en iyisini en güzelini yaşar, hayatın boyunca ailen, arkadaşların ve sevdiklerin ile sağlıklı bir hayatın olur. İnşallah yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Hep birlikte nice mutlu yıllara. Yeni yaşın ve doğum günün kutlu olsun Oğlum.

Baban ve Annen

Tardu § Jennäfer evlilik yıldönümü

Yazan: 23 Haziran 2022  
Kategori: Video Yazılarım

Bu gün çocuklarımın evlilik yıl dönümü

 

BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

Yazan: 14 Nisan 2022  
Kategori: Video Yazılarım

Bir düşünsenize  bu gün benim doğum günüm hani insanların havayi fişekler atarak pastalar kesip mumlar söndürerek kutlanan doğum günlerinden bahis ediyorum. Şimdilerde doğum günlerim bana  erken kaybettiğim Babamı hatırlatıyor. Babamınkine merdiven dayadım, Ağabeyimi kaybettiğim yaşa gelmişim. Alışkanlık olmuş sanırım. Yapacak bir şey yok çocuklar, Torunlar ne dur ne de durak biliyorlar. Bu doğum günümde Teoman’ın, Müslüm gürsesin okuduğu Paramparça isimli şarkıyı dilime doladım. Ben şarkıyı mırıldandıkça ev halkı rahatsız oldu. Bende inadına bu videoyu yaptım. Buyrun cenaze namazına.

Mehmet Tevfik Özkartal

 

Saatim yok Tam olarak bilemem Biraz bira, Biraz şarap önceydi – Nasıl oluyor ;Vakit bir türlü geçmezken , Yıllar hayatlar geçiyor

Kayıp bir bavul , Gibiyim havalanında Ya da boş bir Yüzme havuzu sonbaharda- Çok mu ayıp  Hala mutluluk istemek, Neyse zaten hiç halim yok

Bugün benim doğum günüm, Hem sarhoşum hem yastayım -Bir bar taburesi üstünde, Babamın öldüğü yaştayım.

Saatim yok Tam olarak bilemem Biraz bira, Biraz şarap önceydi – Nasıl oluyor ;Vakit bir türlü geçmezken , Yıllar hayatlar geçiyor.

Kayıp bir bavul Gibiyim havalanında, Ya da boş bir Yüzme havuzu sonbaharda- Çok mu ayıp  Hala mutluluk istemek, Neyse zaten hiç halim yok

Bugün benim doğum günüm, Hem sarhoşum hem yastayım -Bir bar taburesi üstünde, Babamın öldüğü yaştayım.

Söz – Müzik: Fazlı Teoman Yakupoğlu

Sonraki sayfa »