Çocuksu gülüşünde saklı

Yazan: 30 Kasım 2010  
Kategori: Almanya

Güneşi arkamda bırakıp  batıya yolculuğumun  ilk günü. Dün gece pek analayamamıştım yıllardır yaşadığım bu şehir nekadar karanlık ne kadar  muhtaç görünüyordu gözüme. Gün çok sesli sessizliğin Hakim olduğu bir gün‘ün  hikayesi. Karanlıkta bir ışık, gülen bir yüz arar gibi bir efsane. Dünyamız nereye  gidiyor !? insanların asık yüzlerle koşuşturmaları, bense oturmuş gülen bir yüz arıyorum cehennemimde.

Binlerce soru beynimde dans ediyor, farkında bile değilim. Kaybettiğimiz, unuttuğumuz, vaz geçtim kahkahadan; olmayan gülümseme yüzlerde. Oysa ne kadar çok güler, kahkahalar atardık Güneş‘in şahitliğinde. Yüreklerde, dokunulmazlığı keşfettiren, farklı hayat penceresi, kısacası bakmasını bilen gözlerin en kıymetli hazinesi.  Bu cehennemde toplumun bir bireyi  olarak cenneti yaşamak varken, sessiz başlayan hikayenin ve kimsenin göremediği, sadece bir yürekte yankılanan çığlığı. Kulaklara, gözlere ve yüreklere ulaşma zamanının geldiği an. Görmeyen gözler  aralanmış, içeriye ışıl ışıl, huzur ve gelecek vadeden bir aydınlık, nağme nağme yükselen bir şarkının notaları gibi. Bir dilek tutmak gerek içimizden. Kahkadan yana, daha önce hiç dilemediklerimizden. Bu günün hikayesi bir az  farklı olsada.

Günümün yarısı insanları izleyerek geçti. Bu önemli  konuda insanlık olarak ne kadar kayıp verdiğimizi anlamak istedim. Benim işim, daha doğrusu iş dışındaki işim insan gözlemciliği ve onları yazıya aktarmak değil.  Bu gün ne olduysa, biz insanların hayatımızda önemsemediğimiz, ama bizi biz eden bir duygudan,bir tepkiden,bir varoluştan yazacağım. O insanların yüzünde kaybolmuş duygu ve o istemli, isteksiz tepki. İnsanların yaşam biçimi olduğu kadar,insanı insan eden. Merak‘mı ettiniz; duygunun adı gülmek;  o duygu‘ ki,insanların yapmacık yüzlerinden çok uzakta,sadece mutlu anların ifadesi. İnsana yakışan gülümseme, kahkaha  insanlar ne oldu da  unuttu bu duyguyu. Devamını oku