Türklerin İslamlaşması
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 27 Aralık 2022
Kategori: Yayınlanmış yazilarım
Gök Tanrıya inanan Türkler Oguz Kaan Tanrıdan kut almış ”Yalvaç” yani ( Peygamber) Müslüman Araplar’ın Orta Asya’ya ulaşması ile binlerce yıllık inançlarını değiştirmek zorunda kalırlar. Türkler’le Araplar’ın ilk karşılaşmaları Kafkasya üzerinden Hazar Türkleri, Horasan üzerinden de Göktürkler’le olmuştur. Türklerin İslâmlaşması 300-350 yıl kadar sürmüştür. Oğuzlar iki asırda, Kıpçak Türkleri de 14. yy başlarında İslâmlaşmışlardır. Türkler Müslümanlığa eski inançlarını da taşıdılar. Sonuçta Türkün töresi ile ilgili bir çok konu Gök Tanrı inancı ile İslâm bir çok konuda eşleşiyordu. Aynen benimseme yerine kendi inançlarıyla harman edip yeni bir sentez oluşturdular. Bu sentez, Kuran daki Arap örf adetleri temizlenerek İslâm’ın özü ortaya çıkartılmıştır. Türkler Horosandan başlayarak Hoca Ahmet Yesevî’nin bulunduğu İslâm’ın sufî yorumudur. Sufîlik, yâni Tasavvuf, İslâmiyet’in siyasal mücadelelere, hırs ve menfaate âlet edilmesine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Türkler arasında İslâmiyeti, dinin şer’î kurallarını önemsemeyen, dini sufîce yorumlayan, halkın benimseyeceği adalet dağıtmak biçimde ifâde eden ve halkın eski inançları ile yeni dini kaynaştıran “sufîler” yaymıştır.9. ve 10. y.y. da Türkistan’ı, Andoluyu adım adım arşınlayan dedeler, babalar, atalar; tıpkı şaman dedeler gibi menkıbeler, nasihatler anlatan, halk üzerinde sevgi ve saygıdan kaynaklanan nüfuzları olan kimselerdi. Daha sonra bu dedeler, babalar göçlerin başında, uzun süren yolculuklar sonunda Anadolu’ya ulaştılar. Bunlar Anadolu’da, Rum elinde dede, baba, abdal ve gazi gibi ad ve unvanlarla Orta Asya’daki misyonlarını sürdürmek için dergahlar açtılar. Mevlana’lar, Hacı Bektaş Veli’ler, Ahi Evran Veli’ler, Abdal Musa’lar, Sarı Saltık’lar, Taptuk Emre’ler, Yunus Emre’ler bu coşkun ırmağın Anadolu’daki kollarıdır. Trakyadan Rumeline kadar, Arapistan dan Afrikaya kadar Dini İslamı yaymışlardır. Devamını oku
Tardu Buğün Doğdu Hoş geldi
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 11 Kasım 2022
Kategori: Video Yazılarım
Come poter scordare un giorno così speciale, è nata una stella grande e bella. Continua a brillare, e anche con le nuvole saprai farti notare… Tantı auguri buon compleanno. a te
Bugün bir çok kişiden doğum günü sözleri ve mesajları alacaksın, şu an okuduğun en farklısı. Çünkü tamamiyle sevgi, Gönülden gelen sözlerle yazılmış bir mesaj. Dilerim yeni yaşında mutlulukların en iyisini en güzelini yaşar, hayatın boyunca ailen, arkadaşların ve sevdiklerin ile sağlıklı bir hayatın olur. İnşallah yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Hep birlikte nice mutlu yıllara. Yeni yaşın ve doğum günün kutlu olsun Oğlum.
Baban ve Annen
Aynur Doğum günü
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 29 Temmuz 2022
Kategori: Videolarım
Tardu § Jennäfer evlilik yıldönümü
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 23 Haziran 2022
Kategori: Video Yazılarım
Bu gün çocuklarımın evlilik yıl dönümü
BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 14 Nisan 2022
Kategori: Video Yazılarım
Bir düşünsenize bu gün benim doğum günüm hani insanların havayi fişekler atarak pastalar kesip mumlar söndürerek kutlanan doğum günlerinden bahis ediyorum. Şimdilerde doğum günlerim bana erken kaybettiğim Babamı hatırlatıyor. Babamınkine merdiven dayadım, Ağabeyimi kaybettiğim yaşa gelmişim. Alışkanlık olmuş sanırım. Yapacak bir şey yok çocuklar, Torunlar ne dur ne de durak biliyorlar. Bu doğum günümde Teoman’ın, Müslüm gürsesin okuduğu Paramparça isimli şarkıyı dilime doladım. Ben şarkıyı mırıldandıkça ev halkı rahatsız oldu. Bende inadına bu videoyu yaptım. Buyrun cenaze namazına.
Mehmet Tevfik Özkartal
Saatim yok Tam olarak bilemem Biraz bira, Biraz şarap önceydi – Nasıl oluyor ;Vakit bir türlü geçmezken , Yıllar hayatlar geçiyor
Kayıp bir bavul , Gibiyim havalanında Ya da boş bir Yüzme havuzu sonbaharda- Çok mu ayıp Hala mutluluk istemek, Neyse zaten hiç halim yok
Bugün benim doğum günüm, Hem sarhoşum hem yastayım -Bir bar taburesi üstünde, Babamın öldüğü yaştayım.
Saatim yok Tam olarak bilemem Biraz bira, Biraz şarap önceydi – Nasıl oluyor ;Vakit bir türlü geçmezken , Yıllar hayatlar geçiyor.
Kayıp bir bavul Gibiyim havalanında, Ya da boş bir Yüzme havuzu sonbaharda- Çok mu ayıp Hala mutluluk istemek, Neyse zaten hiç halim yok
Bugün benim doğum günüm, Hem sarhoşum hem yastayım -Bir bar taburesi üstünde, Babamın öldüğü yaştayım.
Söz – Müzik: Fazlı Teoman Yakupoğlu
Bu gün sana gelsin dedim
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 02 Nisan 2022
Kategori: Başlangıç
Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye;
Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım harika bir yıldır ne dersin? Dileğim bu gün dilediğin tüm dileklerinin gerçek olması. Geleceğini oluşturacak her yeni gün, bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olsun! Belki yanında değilim ama bil ki kalbimin en derin yerinde bugünü seninle kutluyorum. Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir; Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim.
Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın! İyi ki doğdun ve iyi ki varsın; Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor. Daha nice mutlu yıllara;
İyi ki seni tanıdım bir başka olsa gerek. SENİ ÇOK SEVDİM.
M.Tevfik Özkartal
ANNEME SON MEKTUBUM
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 09 Mayıs 2021
Kategori: Büyükada, Video Yazılarım
Bugün anneler günü, günlerin en güzeli. Geçmiş zaman olsa Bir demet çiçek, Bir pasta, belki sahip olmak istediğin bir hediye. Ne kadar basit geliyor bu günlerde gözüme. Sana gönderecek hiç bir şeyim de kalmadı. Ben kendimi hiç affetmeyeceğim ki. Nasıl oldu da sevgili oğlunun aklına uydum götürdüm seni Empati denen zulüm yuvasına. Seni orada bir başına bırakıp giderken anlayamdım o son gözlerime bakışını. Sen ki dünyaları sığdırdın yüreğine biz seni sığdıramadık hiç bir yere.
Senden özür dilemeye bile yüzüm yok. Oktarın Düğününden sonra göndermemeliydim seni geriye. Sarıp sarmalamalıydım seni diyeceğim ama nerde. Daha ikinci hafta da başladın evimi özledim muhabbetine. Zaten seni evinden ayırmak ne mümkün. Evinden ayırmak demek Ziya beyden ayrılmak gibi bir şeydi senin için anlıyorum. Mezarında bile pencere açtırmak istemenden belliydi zaten. Şimdi çok uzaklardasınız. Belkide yanıbaşımızda bilemiyorum. Bildiğim tek şey Babam gibi onun gibi yüce gönüllü olabilmekti. Hem doğduğum günden hem de Ameliyatımla tekrar hayata dönüşümün sebebi olduğunuz için her gün her zaman Rabbime şükrediyorum.
Bu mektubumu bitirdikten sonra Ablamı arayacağım Anneler gününü kutlamak için. Allahtan bir yedek Anam var. En azından kendimi avutuyorum. Tekrar beraber olabileceğimiz umudumu yitirmeden Bizleri unutmayın. Arada sırada da olsa aklınıza gelelim aynen bizlerin yaptığı gibi.
Anneler gününde belki duyarsın hissedersin diyerek yazdım bu satırları. Elimi kalbime götürdüğimde yanımda olduğunu hissediyorum. Lütfen arada sırada da olsa Rüyalarımda ol be Anam. Hem Babam, sen, hatta yanınıza gelmiş kim varsa cümle akraba eş dost, yapamadıklarım yüzünden her birinden özür diliyor affınıza sığınıyorum.
Mehmet Tevfik ( Memoş)
Nürnberg 09.05.2021
HİÇ BİR SUÇ CEZASIZ KALMAZ
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 22 Şubat 2018
Kategori: Yayınlanmış yazilarım
Ben doğduğum günden beri Atalarım dahil olmak üzere bildiğim yedi göbek Türk oğlu Türküm. AKP genel başkanı gibi sonradan olma falan değilim ha. E Devlete girer seceremize bakarsın. Daha düne kadar Ortadoğu Projesinin eş başkanı olduğunu söyleyen, PKK terör örgütü ile masaya oturup pazarlıklar yürüten, PYD nin başkanı Mursiyi ankarada kırmızı halılar sererek ağırlayan, Barzaniyi devlet başkanı gibi karşılayıp, ağırlayıp Ankaranın göbeğine bayrağını dikmesine izin veren, Feto yandaşları ile el ele vererek TSK lerindeki vatansever paşaları tasviye eden, daha’da öteye giderek Bu davanın Savcısı olduğunu söylüyerek TSK lerinin kozmik odasındaki gizli bilgilerin CIA, FBI gibi gizli örgütlerinin eline geçmesine yol veren, Rıza Zerap aracılığı ile Bakanlarının hırsızlık, yolsuzluk yaptığını bildiğin halde onları koruyup kollayan. Amerikanın uşaklığına soyunarak, Orta doğu kuzey Afrika projesinin eş başkanlığına soyunan, Irak, Libya ve daha sonra Suriyenin parçalanmasına öncülük eden, Şam’da Emevi camiinde namaz kılma hayali ile dostun Esatı kalleşce arkadan vuran benmiyim? Ey AKP sinin nin genel başkanı Sen herkesi kandırılabilirsin ama biz kanmıyacağız. Neden mi? Sizin kim olduğunuzu ne olduğunuzu önceleri bilemedik; kodlarınızı çözemedik. Bir zamanlar sizi baş tacı eden ben artık size inanamıyorum. Son üç yıldır Türk Devletleri Teşkilatı falan derken biraz acaba mı diyerek yaklaşıyorum. Yine mi Takkiye.
Çok yalan söylüyorsunuz çok. Bukelemun gibi renkten renge, Kılıktan kılığa girip çıkıyorsunuz. Amerika, İsrael projesini tamamlamak elinizden gelen herşeyi yapıyorsunuz. Ve yahut kandırılmaya müsait bir yapınız var gelen kandırıyor, giden kandırıyor.
Yanınızda ki danışman mı ne diyorsanız sizi kandırıyorlar farkında değilsiniz. Halktan koptunuz eskiden bir kaç kişi ile dolaşırken, Şimdi? Bir ordu ile geziyorsunuz. Türk halkının gözünden düştünüz. Meshepsel ayırımlara tevessül ettiniz. Sakın bizi yok saymayınız. Bizim Türk milliyetçiliğimiz İslamdan önce gelir. Biz her şeyden önce Türküz. Kendimize öz, gelenek ve göreneklerimiz var. Hangi dine mensup olursa olsun Bizim için bir Türk hangi dinden hangi mezhepten olursa olsun, asırlarca Türkü arkadan vuran Arap Müslümandan daha kıymetlidir. Hoş bizim İslama inanışımız Hak kitabın Yüce Peygamberimiz Muhammet Mustafa ve Ehli Beyit yolunun dışında hiç bir şeyi kabul etmez. TÜRK İSLAM düşüncesinin ise, tadına doyum olmaz. Ne demiş Tapduk Emre;
Sayın AKP genel başkanı Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet derken hangi devlet, hangi bayrak hangi millet? adlarını da da söyleyiverin de bilelim. Koca Devlet bahçeliyi bile kandırdınız ya pes vallahi. Dün Rabia, bugün İhvan diyorsunuz da dört parmak gösterip ne demeye getiriyorsun. Valla biz sizin Halifesi İngiliz Kraliçesi olan tarikatından değiliz, olmayacağızda. Biz Türküz Tarikat, Meshep falan bilmeyiz. Hak kitap, v Muhammed Mustafa, Ehli Beyit yolu der uğruna can veririz. Gerisi safsata; Yani şahsa ait politika Devamını oku
Kıyamet Yakın
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 25 Haziran 2017
Kategori: Bir Ömür dört Yaşam
Şu an Avrupadaki düzen bize inadına mükemmel olmayı diretse de, bir yanımız hep eksik.
Ekonomik olarak ne kadar büyürsek büyüyelim, ne kadar Avrupalyız desek‘de bir yanımız hep güçsüz ve küçük kalıyor. Bire bir gezmiş, yaşamış, ve ya uzaktan izlemiş olduğumuz ülkeleri ve orada yaşanan hayatlardan duygusal olarak etkileniyoruz belki. Bu durum nefes alıp vermek kadar kısa sürüyor. Bireysel olarak devamlı hata yapmaya, medeniyeti ıskalayarak yaşamaya itiliyoruz Bu da birlikte yaşaması gereken insanlığın mutsuzluğu oluyor. Yazdığım öykülerde küçükde olsa her zaman hayatımızdan bir kesit vardır. Bu benim tamamen kendi iç hesaplaşmalarımla ilgili bir yerde durur. Bazen toplumsal, bazen bireysel, adam sendecilik ve duyarsızlıklar karşısında, insanların tutumları belki yazma sebebim. Tüm yazdıklarım benim öykülerimin tanımı olabilirmi? Çoğu zaman gözümden kaçırdığım detayları yakalamaya, resmetmeye, çalışıyorum. Parmakla gösterilmez ayıptır!… denilen bir çok yaşanmışlığı ve ya o yörede yaşayanların durumunu parmakla göstermeye çalışıyorum kendimce. Parmakla göstermek ayıptır deselerde! Ben bu sözü yok sayıyorum. Nedenmi? Gözümüzün içine sokmadan görmüyoruz ve ya görmezden geliyoruz ya. Her zaman puzzle parçalarlarını bir araya getirmekle tamamlanmıyor istediğimiz resim. Bütün parçaları bir araya getirebildiğimizde bütün oluyoruz. Hatta bazen o küçük parçalar uzun bir uğraşının sonunda büyük tablonun çok güzel detayları ve ya tamamınını görsele sunuş halini alabiliyor. Devamını oku
EVET mi HAYIR mı
Yazan: Özkartal Mehmet Tevfik 27 Şubat 2017
Kategori: Yayınlanmış yazilarım
Bir TRT klasiği olan evet hayır yarışmasını sunan ‘’Erkan Yolaç’’ tanımayanımız varmıdır? “mehter marşıyla geliyorsunuz izmir marşıyla gidiyorsunuz, “öyle kafanızı emme basma tulumba gibi sallamayacaksınız” Ya EVET veya HAYIR diyerek cevaplıyacaksınız, diyerek başlardı programına. Dün geçmişten bir kaç programını izledim bir de ne göreyim Mehter marşı ile gelip İzmir marşı ile gidenlerin çoğu EVET diyerek gitmişler. Oh be. Devamını oku